13.05.2024 05:25:51
USD (Alış - Satış) : 18.84 - 18.89 EUR (Alış - Satış) : 20.12 - 20.21
Yasin ŞEN
27 Aralık 2020 Pazar

YUKARIDÜĞERLİ ŞIH AHMED EFENDİ

YUKARIDÜĞERLİ ŞIH AHMED EFENDİ
Divankav’ın çıkardığı derginin ilk sayılarından birinde yazıldığına göre Tekkeköy’de Ümmî Kemâl hazretlerinin haziresinde (yazıda yanı başında deniyor) Şıh Ahmed Efendi adlı bir zat yatmaktadır (Bekir Özalp-Recep Şengün, “Aşağı ve Yukarı Düğer Köyü”, DİVANDER Bülteni, Y. 2, S. 3, Haziran 1998, s. 35.). Bu zâtın kabrinin köyde nerede olduğunu tespit edemedik. Acaba asker türbesi olarak bilinen türbe mi, yoksa burada önceden yer alan, şimdi kaybolmuş mezarlardan biri mi kastediliyor?
Aşağıdüğer Köyü’nden Ethem Canalp’in (d. 1949-Aşağı Düğerli-Emekli) bizzat naklettiğine göre Tekkeköy’e bilhassa Yukarıdüğer’den hizmet ehli bazı dervişler gidermiş. Gider, orada kalır ve hizmet ederlermiş. Bunun Derviş Ahmed veya Şıh Ahmed Efendi’den önce mi sonra mı başladığını bilmiyoruz. Yine burada başka kimler Tekke’de derviş olarak bulundu, bununla ilgili başka mevcut bilgi bulunmamaktadır. Yukarıdüğer’den insanların Tekkeköy’e giderek burada tekkeye hizmet etmeleri ve bunun bir gelenek olarak ortaya çıkması Şıh Ahmed Efendi’nin vefatından sonra oraya defnedilmesiyle ilgili olabilir. Zira isminden anlaşıldığına göre Şıh Ahmed Efendi, Tekke’de şeyhlik yapmış, dolayısıyla Ümmî Kemâl hazretlerinin tekkesinde vazife yapmış olabilir. Onun kimden hilafet aldığı ve şeyhliğinin de nereden geldiği bilinmiyor.
Ahmed Efendi, Dörtdivan’ın Yukarı Düğer Köyü’ndendir ve Bekirgil sülalesine mensuptur. Yazıda Şıh Ahmed Efendi’nin bir kılıcının hâlen bu ailede olduğu kayıtlıdır. Bu yazıda bu kılıçla ilgili şu satırlar kayıtlıdır:
“Bekirgil ailesinden birisi bu kılıcı vaktiyle köyden geçmekte olan koyun tüccarına bir koyun karşılığı satar. Tüccarlar köyün çıkışındaki alanda konaklarken kılıç harekete geçip kesme tehdidinde bulunur. Bunun üzerine kılıcı aldıkları gibi geri verirler. Kılıç birkaç defa yangın geçirmiş. Sapı yanmış ve biraz eğilmiş. Düzeltmek için demirci çekiçle vurduğunda, çekiç her defasında demircinin başına da vurmuş. O gün bugün kılıç olduğu gibi korunmaktadır.” (Bekir Özalp-Recep Şengün, “Aşağı ve Yukarı Düğer Köyü”, DİVANDER Bülteni, Y. 2, S. 3, Haziran 1998, s. S. 34-35.)
Bu kılıç etrafında köyde zaman içerisinde bir kültür meydana geldiği anlaşılmaktadır. Zira askere giden gençler bir uğur olsun diye bu kılıcın üzerinden birkaç defa atlatılırmış. Böylece onların sağ salim askerden gelmeleri istenirmiş.
Şıh Ahmed Efendi’yle ilgili bilgilerimiz bundan ibaret. Kabrinin Tekkeköy’de olduğu kaydından hareketle kendisinin Ümmî Kemâl silsilesine dâhil olduğunu, belki de onun dervişlerinden biri olduğunu tahmin ediyoruz. Ayrıca müellifi tam tespit edilemeyen ve altı yüz küsur beyitten oluşan Menâkıb-ı Kemâl Ümmî müellifinin de kendisinin olabileceğini düşünmekteyiz. Bu menâkıb, Derviş Ahmed isminde bir mutasavvıf tarafından kaleme alınmıştır. Ve bu menâkıb 16. Yüzyıl’da yazılmıştır. Makeleyi yayına hazırlayan araştırmacı, bu menâkıbın Gerede’de Yukarı Tekke’de medfun Seyyid Ahmed tarafından yazıldığını söylemektedir. Halbuki bu, pek de ihtimal dâhilinde değildir. Derviş Ahmed, 19. Yüzyıl’da yaşamıştır. Dolayısıyla bu menâkıbı kaleme alan kişinin Ümmî Kemâl’le bir bağının olması ve en azından onun yaşadığı döneme yakın bir zamanda yaşamış olması gerekmektedir. Aksi ispatlanana kadar Menâkıb-ı Kemâl Ümmî müellifi Derviş Ahmed ile Şıh Ahmed Efendi’nin aynı kişi olduğunu, onun bir şair olduğunu, Menâkıb-ı Kemâl Ümmî’yi kaleme aldığını, varsa başka eserlerinin zaman içerisinde kaybolduğunu düşünmeye devam edeceğiz.
Derviş Ahmed veya Şıh Ahmed Efendi’nin eser sahibi bir müellif olması ihtimal dâhilindedir. Çünkü hem silsilesine mensup olduğu Ümmî Kemâl hem de halifesi Sarı Müderris şairdir. Silsileye mansup başka isimlerin eser sahibi olması da ihtimal dâhilindedir. Bu durumda Yukarıdüğerli Şıh Ahmed Efendi’nin telif sahibi olabileceğini düşünmekteyiz.
Bütün bunlar şimdilik birer tahminden ibaret. Zira Şıh Ahmed Efendi’yle ilgili en önemli kaynağımız şifâhî kültür ve Menâkıb-ı Kemâl Ümmî'dir. Onun hayatını aydınlatmamıza yarayacak daha net bilgilere ihtiyaç vardır. Elverir ki, arşivlerimizdeki belgelerin de yardımıyla bu mümkün olsun.
Yasin ŞEN
Dörtdivan ÇPAL
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni





Tüm yazarlar için tıklayın

YAZARLAR

Tamamı