14.05.2024 09:53:37
USD (Alış - Satış) : 18.84 - 18.89 EUR (Alış - Satış) : 20.12 - 20.21
Yasin ŞEN
15 Kasım 2020 Pazar

ÜMMÎ KEMÂL'İN TÜRBESİ ETRAFINDA GELİŞEN UYGULAMALAR

ÜMMÎ KEMÂL’İN TÜRBESİ ETRAFINDA GELİŞEN UYGULAMALAR
Çocuklar Etrafında Gelişen İnanış ve Uygulamalar
Ümmî Kemâl hazretleri hakkında Dörtdivan ve Tekkeköy civarında çocuklarla ilgili bazı anlatılar vardır. Buna göre çocuk sahibi olmak için Ümmî Kemâl hazretlerinin türbesine adak adandığını görmekteyiz. Bir nakle göre çocuğu olmayanlardan biri buraya bir koyun adamış. Adağını yerine getirdikten bir süre sonra çocuğu olmuştur: Bunu nakleden ve Gerede’de ikamet eden Dilek Öztürk şöyle bir olay nakletmektedir: “Bizim köyde yaşayan bir teyzeden dinlediğimize göre bu teyze bir gün Gerede’de düzenlenen panayıra gelmiş. Bir mısır satıcısından mısır alırken konuşması satıcının dikkatini çekmiş. ‘Teyze nerelisin?’ deyince teyze ‘Ümmî Kemâl’denim.’ diye cevap vermiş. Bunun üzerine satıcı ‘Teyze bana da Ümmî Kemâl vesile olmuş. Annemin çocukları doğar doğar ölürmüş. En sonunda annem bir adak adamış. Ben kalmışım.’ diye cevap vermiş. [Bu bilgiler Dilek Öztürk’tan (Gerede Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde görevli. Gerede’de ikamet ediyor.) alınmıştır.] Dörtdivan’da da bu şekilde doğan ve “Kemal” ismini taşıyan bazı kimseler vardır.
Askere Gidenlere Dâir Bir İnanış
Tekkeköy’de askere giden delikanlıların cüzdanına türbenin önünden üç adet, küçük ve boncuk büyüklüğünde taş alıp konması adeti vardır. Bu taşların adedinin yedi olduğu da nakledilir. Bu taşlar bir beze veya torbaya sokulur ve askerin cebine konur. Halk bunun gençleri koruyacağına inanmaktadır. Gençler, bu taşları askerden gelinceye kadar cüzdanlarından çıkarmazlar. Bu sayede askere giden delikanlıların köylerine sağ sağlim döneceklerine inanılır. Köyden, bu zamana kadar hiç şehit verilmeyişi de buna bağlanmaktadır. Askerlik dönüşü gençler bu taşları aldıkları yere geri bırakırlar.
Yine köyde herhangi bir felaket zuhura gelmemesi, depremlere rağmen binaların sapasağlam kalması Ümmî Kemâl’e bağlanmaktadır. Halk bunu “O kadar deprem oldu, bir dalımızı düşürmedi!” diye beyan etmektedir. [Bu bilgiler 05.01.2020 tarihinde Bolu-Tekkeköy’de, yine burada ikamet eden ikisi de inşaat emeklisi Cemal Uslu (d. 1945) ve Kemâl Erdemir (d. 1946)’dan derlenmiştir.]
Tekkeköy’de ismini, yaşını tespit edemediğimiz bir yaşlıca teyze Ümmî Kemâl’e olan bağlılıklarını “Ganahat (kanaat) getürünce nereye gitsen, nereye elini atsan Cenâb-ı Allah yolumuzu hep açuk eder.” şeklinde ifade etmiştir. Tekkeköylülerin Ümmî Kemâl’e bağlılıklarının çok fazla olduğu görülür. Özellikle yaşlılarda bunun böyle olduğunu ifade edebiliriz. Tekkeköylülere “Nerelisin?” diye sorulduğunda “Ümmî Kemâl’denim!” diyenlere şahit olduğumuzu burada belirtelim.
Hacı Adaylarının Ümmî Kemâl Ziyareti
Yörede anlatılan bir diğer Ümmî Kemâl menakıbı şöyledir: Yöre halkı (Bolu, Dörtdivan, Gerede havalisi) çok önceden hacca gitmeden önce Ümmî Kemâl’in türbesini ziyaret edermiş. Ziyaretten sonra kişi türbeden çıkarken eğer biri onu arkadan, eteğinden çekiyormuş gibi oluyorsa o kişinin hacca gidip dönmeyeceğine, orada vefat edeceğine inanılırmış. Bu rivayeti nakleden ve Gerede’nin Salur köyünden olan Süleyman Ören büyük dedelerinden birinin hac öncesi Ümmî Kemâl’i ziyaret ettiğini söyler. Buna göre dedesi türbeden çıkarken üç kere eteğinin arkadan çekiştirildiğini hisseder. Artık üçüncüsünde aldırmayıp dışarı çıkan adam eve gelip olup biteni anlatır. “Herhalde hacdan dönmek bize nasip olmayacak!” diye ev halkını uyarır. Gerçekten de hacdan geri gelemez, orada vefat eder. [Bu bilgiler Gerede Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Süleyman Ören (d. 1979-Gerede)’den alınmıştır.]
Türbeye ve Camiye Getirilen Hastalar
Ümmî Kemâl’in türbesi ve tekkesi uzun zamanlar psikolojik hastaların, akıl hastalarının, yaramazlıkları çok fazla olan çocukların, çocuğu olmayanların uğradığı ve şifa bulduğu bir yermiş. Yakın zamanlara kadar icra edilen uygulamalara göre türbeye getirilen hasta için önce dua edilir ve sonra hasta gece yarısı, yatsı namazından sonra orada kalacak şekilde camiye bırakılır ve zencire bağlanırmış. Genel olarak hastaların iyileştiğine dair kuvvetli bir inanış vardır. Hatta köyde bununla ilgili anlatılar hâlen dilden dile dolaşmaktadır. Hasta eğer iyileşecekse birisi gelir, hastayı zincirlerinden kurtarırmış. Bu kişinin Ümmî Kemâl olduğu rivayet edilmektedir. İyileşmeyecek olan hastalar ise üç dört saat orada kalırlar ve yakınları onları alıp götürürmüş.
Bu husustaki anlatılardan birisi şöyledir:
Gerede’den bir kadın psikolojik veya zihinsel bir rahatsızlığı nedeniyle eşiyle beraber Tekkeköy’e gelmiş. Bu olayı bize nakleden ve Tekkeköy’de ikamet eden Kemâl Erdemir bunu bizzat yaşamış ve gelenler tekkeyi ona sormuşlardır. Adam karısını camiye bağlayacağını söylemiş. O da camiye yatsıdan sonra girilebileceğini ifade etmiş. Kemâl Erdemir gelenleri misafir etmiş. Kadın yatsıdan sonra camiye bağlanmış. Kemâl Erdemir ocağa çay koymuş. Kendi ifadesine göre çayı bardağa koymadan kadın eve gelmiş. Eşi kendisine “Seni buraya kim getirdi?” diye sorunca kadın aksakallı bir dedenin getirdiğini beyan etmiş. Kadın bu aksakallı pirin kendisini caminin minaresine kadar çıkardığını, hatta minareye çakılmış bir çivi olduğunu beyan ile durumunu ve anlattıklarını ispatlamış. Yine yaşlı bir adam köye gelmiş. Onun da zihinsel bir rahatsızlığı varmış. O adam da iyileşerek gitmiş. Yine vaktin birinde buraya tedavi için gelen adamın biri başını duvara vurmuş ve yaralanmış. Ondan beri bu uygulama kaldırılmıştır. Bu yasak 2005 yılı civarında devreye girmiştir. [Bu bilgiler 05.01.2020 tarihinde Bolu-Tekkeköy’de, yine burada ikamet eden inşaat emeklisi Kemâl Erdemir (d. 1946)’den derlenmiştir.]
Yasin ŞEN
Dörtdivan ÇPAL
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni





Tüm yazarlar için tıklayın

YAZARLAR

Tamamı