20.05.2024 16:54:37
USD (Alış - Satış) : 18.84 - 18.89 EUR (Alış - Satış) : 20.12 - 20.21
Yasin ŞEN
15 Ocak 2022 Cumartesi

GEREDELİ ABDULLAH EFENDİ'NİN OĞLU SEYYİD AHMED EFENDİ

GEREDELİ ABDULLAH EFENDİ’NİN
OĞLU SEYYİD AHMED EFENDİ

Geredeli Abdullah Efendi’nin ailesi hakkında elimizde pek bilgi yoktur. Bir oğlunun olduğu türbedeki diğer sandukadan ve bazı kaynaklardan anlaşılmaktadır. Oğlunun ismi çeşitli kaynaklarda Seyyid Ahmed Efendi diye zikredilmektedir.
Ali Rıza Ünlü’nün verdiği bilgilere göre Seyyid Ahmed Efendi H. 1251 / M. 1835 yılında doğmuştur. (Ali Rıza Ünlü, Tarih Boyunca Gerede, Osmanlıcadan Akt: Ömer Cevahircioğlu, Haz. Adem Çevik, İstanbul 2000, s. 147.) İlk tahsilini mahalle mektebinde görmüş, sonra Gerede müftüsü Muhammed Saadeddin Efendi’nin medresesine devam etmiştir.
Ali Rıza Ünlü, Abdullah Efendi’yi anlattığı satırlarda “Merhum uzunca boylu, kır sakallı, hâluk ve mürşid-i kâmil bir zât-ı âlî kadr olup 1267 H.-1852 M. (1850) tarihinde vefat ederek yerine Seyyid Ahmed Efendi postnişin olmuştur.” diyerek Seyyid Ahmed Efendi’nin Yukarı Tekke’de babasından sonra postta geçtiğini de ifade etmektedir.
Bu durumda Seyyid Ahmed Efendi’nin tasavvufî terbiye gördüğü ve bir Halvetî dervişi olduğu anlaşılmaktadır. Hilafeti, Kastamonu’da merkez âsitânede bulunan Bolulu İbrahim Şevkî Efendi’dendir. 1915 senesinde rahmetli olmuş ve babasının medfun bulunduğu türbeye defnedilmiştir. Ali Rıza Ünlü, onun Abdülbâkî Efendi adında bir oğlunun olduğunu söylemektedir.

Seyyid Ahmed Efendi’yle ilgili Gerede’de bazı anlatıların olduğu anlaşılmaktadır. Biz bunlardan birisini Yukarı Tekke’yi ziyaretimiz sırasında birinden dinlemiştik. Seyyid Ahmed Efendi’yle ilgili bu rivayet şöyledir:
Seyyid Ahmed Efendi çok seyahat eden ve Gerede’de pek fazla durmayan birisidir. Bir seyahatinden dönüşte Gerede sokaklarında yürümektedir. O gün de çok yağmur yağmış ve sokakların arasında sular akmaktadır. Akan sular bir Kur’an-ı Kerim sayfasını sürükler. Bunu gören Seyyid Ahmed Efendi onu derhal yerden alır. Onun bu sayede affedildiği ve perişan yaşamaktan vazgeçtiği nakledilmektedir.
Seyyid Ahmed Efendi, bazı araştırmacılar tarafından Menâkıb-ı Kemâl Ümmî müellifi olarak kabul edilmektedir. Hatta Bolulu Mustafa bin İsmail’in “Metn-i Sefîne-i Ahmed-i Dîvânî Şerh-i Defîne-i Emced-i Nev-cüvânî” adlı eserinin sahibinin de o olduğu söylenmektedir. Dolayısıyla Seyyid Ahmed Efendi’yi Ahmed-i Dîvânî diye kabul eden araştırmacılar vardır. Bu durumda hem Menâkıb-ı Kemâl Ümmî hem de bu Sefîne adlı eser, Yukarı Tekke’de medfun olan Seyyid Ahmed Efendi’ye izafe edilir.
Biz, yaptığımız araştırmalarda bunun pek de mümkün olmadığını fark ettik. Çünkü bu eserler, Yukarı Tekke’de yatan Ahmed Efendi’nin yaşadığı yüzyıl olan 19. Asır’dan çok daha eski bir tarihte kaleme alınmışlardır. Kanaatimizce burada araştırmacılar menâkıbı kaleme alan Derviş Ahmed’i, Geredeli Abdullah Efendi’nin oğlu Seyyid Ahmed Efendi’yle karıştırmışlardır.
Yasin ŞEN
Dörtdivan ÇPAL
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni




Tüm yazarlar için tıklayın

YAZARLAR

Tamamı