12.05.2024 22:31:29
USD (Alış - Satış) : 18.84 - 18.89 EUR (Alış - Satış) : 20.12 - 20.21
Yasin ŞEN
9 Aralık 2020 Çarşamba

DÖRTDİVAN BİLMECELERİ

DÖRTDİVAN BİLMECELERİ
Bilmeceler günümüzde bile mahalli olarak en güçlü Türk Halk Edebiyatı türlerinden biri olarak karşımıza çıkmakta ve çeşitli isimlendirmelere muhatap olmaktadır. Mesela Gerede ve Dörtdivan’da bir bilmece sorma geleneğinin olduğu ve bunların “mesel atmak”, “mesel satmak” gibi ifadelerle bilindiği derlemelerle ve bazı araştırmalarda ortaya konabilmektedir.
Gerede ve Dörtdivan’da bilmeceler “sormaca”, “öğrenmece” gibi isimlerle de bilinir. (Hacer Kutay, “Bilmecelerimiz”, Gerede Dergisi Gerkav Gerede Kültür, Kalkınma ve Dayanışma Vakfı Bülteni Y.: 20, S.: 20, Haziran 2015, s. 66.). Bu da gösteriyor ki, bilmecelerin daha başka isimlerle karşımıza çıkması mümkündür. Buna ilave olarak Dörtdivan yöresinde bilmece sorma geleneği bazen “mesel satmak” olarak da isimlendirilir. Buradan hareketle bilmecelerin “mesel” olarak adlandırıldığını kabul edebiliriz. Buradaki satmaktan kasıt bir şehir veya memleket vermeyi ifade eder. Bu satmak tabiri, Dörtdivan-Adakınıklı şair Servet Yüksel’in “Kestane” başlıklı bir şiirinde de şöyle geçmektedir:
Gel kestane patlatalım bu gece,
Şehir alıp köy satalım bu gece,
Memleketin meselesi deveyi,
Hendeklerden atlatalım bu gece…
(Servet Yüksel, Aynalardan Bakan Sen Misin -Şiirler-, Ankara 1997, s. 24.)
Buna göre Dörtdivan yöresinde bilmece sorma geleneği daha çok “mesel satmak” olarak adlandırılır. Bilmeceyi bilemeyen kişiye, soru soran “Bana hangi köyü vereceksin?” diye cevabı söyleme karşılığında bir yer ister. Bu köy veya yer muhitten bir yer olabileceği gibi İstanbul, Ankara gibi şehirler de olabilir. O da sözün gelişi olarak bir yer adı söyler. Bilmeceyi soran da böylece cevabı verir.
Burada amaç eğlenmektir. Özellikle uzun geçen kış gecelerinde evde ve misafirliklerde sohbet etmeye daha çok fırsat bulan yöre insanı bunlarla aslında Türkçenin en kıymetli verimlerini de geleceğe taşımış oluyordu. Bu bilmece sorma geleneği ne yazık ki, artık iyiden iyiye unutulmuş durumdadır. Derlediğimiz örneklere elbette daha pek çok bilmece dahil edilebilirdi. Biz bulduğumuz hemen her bilmeceye burada yer vermeye çalıştık. Bu örnekler oldukça güzeldir ve dilin son derece iyi işlenmiş edebî mahsulleridir. Yörede derlediğimiz bilmeceler ve cevapları şunlardır:
1. Şu bayırın öte yüzü beri yüzü
Kıpkırmızı gelin yüzü…
(Mushaf, Kuran-ı Kerim)
2. Mavi atlas, arşın yetmez, makas kesmez, terzi biçmez.
(Gökyüzü)
3. Fındık kabuğuna sığar, han kağısına sığmaz.
(Bilmece)
4. Et içine, hep içine, o da girdi içine…
(Kulak)
5. Sarı öküz yattı kalkmaz, siyah öküz gitti gelmez.
(Ateş-Duman)
6. Dağda tak tak, suda şip şip, burma bıyık, gaz ayağı.
(Biri balta, biri balık, biri tavşan, bir leylek)
7. Al eline at suya zıppır zıppır zıplasın!
(Yassı taş)
8. Sıra sıra odalar, birbirini kovalar.
(Tren)
9. Gök öküz temekten bakar.
(Sümük)
10. Dağa gider uzalu, eve gelür büzelü...
(Urgan, halat, zincir)
11. Gıcırlının gırcırlısı, Bıcırlının bıcırlısı,
On ayak altı göz üç baş…
(Öküz arabası)
12. Bir kuyum var, içinde mercekli yılanım var.
(Gaz lambası)
13. Minare, minarenin içinde kenâre, kenârenin içinde oluk, oluğun içinde balık.
(İnsan, kan, gırtlak, dil)
14. Avludan atlar gök gök yumurtlar.
(Çıkrık)
15. Hırsız içeride, başı dışarıda.
(Çivi)
16. On ay yatar, iki ay kalkar, fenerini yakar, etrafına bakar.
(Ateş böceği)
17. Dağdan gelir taştan gelir, kıçı açık enişten gelir.
(Keçi)
18. Dört köpeğim var, hepsi birbirini kovalar.
(Araba lastiği)
19. Her şey onun elinin altından geçer.
(Kalem)
20. Dal üstünde kilitli sandık.
(Ceviz)
21. İçi bitli dışı kilitli.
(İncir)
22. Bir gelinim var, dokuz yamalığı var.
(Bezden kaşıklık)
23. Bil bakam bu nedir, bil nedir?
(Dil)
24. Afur altında yağlı kayış.
(Yılan)
25. Gece gördüm çok idi, sabah baktım yok idi.
(Yıldız)
26. Arkasında sepeti, geziyo memleketi!
(Salyangoz)
27. Dağda tak tak, suda şap şap, arşın ayaklı, burma bıyıklı.
(Balta, balık, leylek, kedi.)
28. Küçücük boyu var, muşambadan donu var.
(Kestane)
29. Şu bayırın öte yüzü beri yüzü
Kıpkırmızı gelin yüzü…
(Mushaf, Kuran-ı Kerim)
30. Dam altında yağlı kayış.
(Yılan)
Yasin ŞEN
Dörtdivan ÇPAL
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni




Tüm yazarlar için tıklayın

YAZARLAR

Tamamı