28.04.2024 20:52:22
USD (Alış - Satış) : 18.84 - 18.89 EUR (Alış - Satış) : 20.12 - 20.21
Yasin ŞEN
23 Ekim 2023 Pazartesi

BOLULU ŞAİRLERİN KAYIP ŞİİRLERİ

BOLULU ŞAİRLERİN KAYIP ŞİİRLERİ
Yasin ŞEN
Bolu, Türk Edebiyatı Tarihi içinde güçlü tesirleri olan önemli edebiyatçıların yetiştiği bir yerdir. Burada zaman içinde önemli kültür muhitleri de meydana gelmiş. Bolu ve ilçeleri bu açıdan birçok değerli insanın, şairin yetiştiği bir yer olmuştur.

Bolu’nun önemli değerlerinden birisi yazılı ve sözlü kültürüdür. Özellikle cönkler ve mecmualar Bolu’nun bu konudaki zenginliklerini yansıtmaktadır. Bu türden yazma eserlerde yer alan şiir mirası ve kültürel zenginliğimiz ne yazık ki, tam anlamıyla tespit edilememiştir.

Bolu sözlü kültür zenginliği en fazla olan illerimizin başında geliyor. Bunun pek çok sebebi olabilir. Fakat Bolu’nun büyük şehir merkezlerine yakın olması, Anadolu’daki ilk fetihlerden itibaren Türklerin yoğun yaşadıkları bir yer olması herhalde bunda oldukça etkili olmuştur. Elbette bunda sözlü ve yazılı kültürün yaşamasına imkân veren sosyal ve ekonomik durumun da etkili olduğunu söyleyebiliriz.

Bolu’nun kültürel mirasının en önemli ifadelerinden birisi şairleridir. Çok kadim zamanlardan başlayarak Akşemseddin, Mustafa Safî Efendi, Mehmed Fâik Efendi, Dertli, Geredeli Figânî, Geredeli Mustafa Rûmî, Servet Yüksel ve daha birçok şair güzelliği dillere destan Bolu’nun yetiştirdiği veya gelip de buraya yerleştiği kıymetli şair şahsiyetlerdir. Fakat asıl dikkati çeken mevzu Bolulu şairlerin şiirlerinin kayıp olduğuna dair kaynaklardaki bazı kayıtlardır.

Şiirleri kayıp olan şairlerden birisi Mustafa Safî Efendi’dir. Menâkıbında onun bazı şiirlerinin kayıtlı olduğu görülmektedir. Fakat biz bunların mutasavvıfın yazdığı şiirlerin tamamı olmadığını zannediyoruz. Çünkü menâkıb yazarı İbrahim Hilmî Bey, mevlid merasimlerinde makamla okunan ve Mustafa Safî Efendi’ye ait bir manzumeden bahsetmektedir. Bu manzume menkıbede kayıtlı değildir. Daha bunun gibi 19. Yüzyıl’da Bolu’da bilindiği, okunduğu ve sevildiği hâlde kaybolan birçok tasavvufî şiirin olduğu tahmin edilebilir.

Bolulu şairler içerisinde şiirlerinin bazılarının kaybolduğunu düşündüğümüz isimlerden bir diğeri Mustafa Safî Efendi’nin oğlu Mehmed Fâik Efendi’dir. Mehmed Fâik Efendi şiirlerini klasik tarzda ve aruz ölçüsüyle kaleme almış bir şairdir. Menâkıb’da toplam yirmi iki adet şiirine yer verilmiştir. Fakat burada onun bir şiirinden daha söz edilmektedir. Menakıptaki satırların sadeleştirilmiş hâli şöyle:

"Vefatından önce, Kastamonu’da metfun olan kâmillerin sultanı, âriflerin övündüğü, insanların ve cinlerin peygamberi, Hz. Peygamber’in sırlarının vârisi, efendimiz, Hazret-i Pîrimiz Sultan Şabân Efendimizi ziyârete gitmiş orada Hazret-i Pîr’e, bir gece mersiye nazm ederek yastığının altına koyup uyumuş. Sabah o mersiyeyi bulamayıp hayret eylemiş ve mânen Hazret-i Pîr adı geçen efendimizin kendilerine: “Oğlum bana gel!” diye buyurmuş. O yüce makâmdan dönüşünde Bolu’ya vardıktan sonra çok geçmeyip vefat eylemiştir. Allah rahmet eylesin.”

Bu satırlarda Fâik Efendi’nin Şeyh Şaban-ı Veli hazretleri için bir mersiye yazdığı, fakat bunun kaybolduğu söylenmektedir. Buradan hareketle Fâik Efendi’nin kayıp daha başka manzumelerinin de olduğu anlaşılmaktadır.

Bolulu şairler içerisinde divanı günümüze ulaşmayan şairler vardır. Bunlardan birisi Hasan Hakkı Efendi’dir. Bolu-Aktaş Dergâhı’ndaki türbesinde medfun mürşidi Mustafa Safî Efendi’nin “Bizim Yunus” diye hitap ettiği Hasan Hakkı Efendi’nin bir divan dolusu ilahisinin bulunduğunu oğlu ve menakıp müellifi İbrahim Hilmî Bey haber vermektedir. Ayrıca Hasan Hakkı Efendi’nin dergâhtaki ihya gecelerinde zâkirlik yaptığı, hâfız olduğu ve Kuran-ı Kerim’i Mustafa Safî Efendi’den okuduğu menakıpta kayıtlıdır. Hasan Hakkı Efendi’nin Farsça bildiği de anlaşılmaktadır. Onun kayıp divanıyla ilgili Mustafa Safî Menâkıbı’nda günümüz Türkçesine aktarılmış hâliyle şu satırlar yer almaktadır:

“Kadri yüce pederim Derviş Hasan Bey kendilerinden hayli Farsça okumuş, Kur’ân-ı Kerîm’i kıraâte ve hıfzı üzere talîm etmiş ve birkaç defa da hatmeylemişlerdi. Babam eski şâirlerden ve zevk sahibi (ashâb-ı tabiat) biri olmakla aziz hazretlerinin himmetiyle çok hikmetli sözler söylemiş, hatta büyük bir divan tertip etmişlerdir. Yüce dergâhta her ihya gecesi zâkirlik eyleyip dervişlere neşe vermekle aziz hazretleri, hakkında “Bizim Yûnus” buyururlardı. İşte aziz hazretlerinin kemâli kullarına da yansımakla kendisine yakın olanlar her yönüyle kemal tahsil ederlerdi.” (İbrahim Hilmî, Menâkıb-ı Hacı Mustafa Safî Efendi, Millet Kütüphanesi, Ali Emirî, Şer‘iyye Kısmı, No: 1111, 4a.).

Bolulu şairler içerisinde şiirlerinin önemli kısmı günümüze ulaşamayan şairlerden birsi de Geredeli Figânî’dir. Figânî, Âşık Dertli’nin çırağıdır. O, gittiği yerlerde birçok konuda çeşitli manzumeler söyleyen bir halk şairidir. Bunların büyük bir kısmının kaybolduğu anlaşılmaktadır. Figânî’nin Hayrettin İvgin ve Sabri Koz’un yayınladıkları kitapta 120 civarında şiiri bulunmaktadır. Bu sayı onun şiirlerinin tamamını ifade etmez. Nitekim bu kitapta şu satırlar yer almaktadır: “Çankırılı Âşık Osman Pinhanî, Figanî’nin el yazması divanını âşığın kendisinde görmüş. Çankırılı Hacı İmamoğlu İsmail Ağa, İnebolu ile Kastamonu arasında geçen araba yolculuğuna ait araba kirasını vermeyen bu ihtiyarın rehin olarak kendisine bu defteri bıraktığını, daha sonra rehini kurtarmak için gelmeyen bu ihtiyarın Âşık Figanî, yazma defterin de Figanî’ye ait bir divan olduğunu Dehri Dilçin’e söylemiştir. Daha sonra Çankırılı İsmail Ağa, bu divanı Bolu’da çaldırmıştır.” (Hayrettin İvgin-M. Sabri Koz, Geredeli Figânî, Bolu İl Kültür ve Turizm Müd. Yay., Ankara 2017, s. 12.)

Anlaşılan o k, Figanî’nin bir divanı vardır fakat bu eser şimdilik kayıptır. Bu durum bize, Hayrettin İvgin’e 1980’li yıllarda Gönül Ayanoğlu tarafından getirilen ve kalorifer dairesinde yakılmaktan son anda kurtarılan Figanî’nin şiirlerini içeren defterin de bir seçme olduğunu düşündürmektedir. Figânî ile ilgili küçük bir eser hazırlayan rahmetli Ali Rıza Ünlü, Figânî’nin ömrünün son demlerinde gittiği memleketlerdeki söylediği şiirlerin yazılması hâlinde önemli bir eserin meydana geleceğini, halbuki böyle yapılmadığını, elinde maşrapa ile Gerede’de üç gün boyunca şiirler söyleyerek gezdiğini ve söylediklerinin hiçbirinin kaydedilmediğini söylemektedir. Bu da göstermektedir ki, Figânî’nin şiirlerinin önemli bir kısmı yazıya geçmemiş yahut günümüze ulaşmamıştır.

Şiirlerinin kaybolduğunu düşündüğümüz şairlerden birisi de Dörtdivanlı Hilmî’dir. Hilmî’nin yirmi beş kadar şiiri rahmetli Cevdet Canbulat tarafından cönklerden derlenerek yayınlanmıştı. Daha sonra yaptığımız araştırmalarda Dörtdivanlı Hilmî’nin tespit edilen altı uzun şiirini ilave ederek şairle ilgili yeni bir kitap çalışması ortaya koymuştuk. Yakın zamanlarda Hilmî’nin yeni bir manzumesini daha tespit ettik. Bu manzumeyle beraber şairin şiirleri otuz ikiye ulaşmış durumdadır. Fakat yetmiş yedi yaşında vefat eden şairin ömrü boyunca otuz iki adet şiir yazdığını düşünmek pek de isabetli olmaz. Biz Dörtdivanlı Hilmî’nin şiirlerinin önemli bir kısmının kaybolmuş olduğunu düşünüyoruz.

Burada zikrettiğimiz isimlerin daha fazla olması ihtimal dâhilindedir. Mesela kaynaklarda Dörtdivanlı olduğu kaydedilen Rumûzî ve Zuhûrî adında iki şair vardır. Rumûzî’nin bir şiiri günümüze ulaşmıştır. Zuhûrî’nin ise şimdilik elde herhangi bir şiiri mevcut değildir. Bunun yanında 18. Yüzyıl dolaylarında Dörtdivan’da ve Tekkeköy’de yaşamış Âşık Ahmed Dîvânî diye bir şairimiz daha var. Bu şairin bazı şiirlerine bir şerh yazılmış. Biz şerhin içindeki şiirlerin şairin bütün şiirleri olmadığını zannediyoruz.

Bolu’nun ve ilçelerinin şiir kültürüne, mirasına sahip yerler olduğu göz önünde bulundurulursa daha birçok şairin isminin unutulduğunu, şiirlerinin günümüze ulaşmadığını tahmin edebiliriz.

Burada ana hatlarıyla tespit edebildiğimiz kadarıyla Bolulu olup da manzumelerinin bir kısmının kaybolduğu anlaşılan şairlerden söz etmeye çalıştık. Bu isimlerin daha fazla olduğu ortadadır. Çünkü Bolu yukarıda da ifade edildiği üzere şiir mirası en zengin olan illerimizden birisidir. Burada birçok şair yetişmiştir. Bu şairler birçok şiir yazmış ve bunlar bir zamanlar burada çokça okunmuştur. Bunu özellikle Bolu’da tespit edilen cönklerden hareket ederek söyleyebiliriz. Yapılması gereken Bolu’nun bu zengin şiir mirasının tespit edilmesi ve mümkün olduğu kadar kayıtlara geçmesidir.




Tüm yazarlar için tıklayın

YAZARLAR

Tamamı