11.05.2024 17:34:01
USD (Alış - Satış) : 18.84 - 18.89 EUR (Alış - Satış) : 20.12 - 20.21
Yasin ŞEN
3 Mayıs 2021 Pazartesi

YOL DÜŞÜNCELERİ-2 BOLU'DA BAHAR

YOL DÜŞÜNCELERİ-2 BOLU’DA BAHAR
Bahar geldi. Bolu, yine o eşsiz güzelliğine büründü. Ben, bu güzelliği duymak üzere yine yollardayım. Ormanların içinden, ağaçların arasından bir iç huzuruna ve yemyeşil ormanlara doğru seyir hâlindeyim.
Ormanlar masmavi gökyüzüne yüceliyor serazat... O güzelim çiçekler yine göz zevkimizi okşuyor. Bin bir çeşit renk cümbüşü tabiatı, kuş sesleri de gökkubbeyi dolduruyor. Onların sesleri ruha bir musiki faslı armağan ediyor. Bu yemyeşil tabiatın kucağında daimi bir huzur, bitmez bir neşe ve insanın gönlünde yankısı duyulan bir hayatiyet hissediliyor.
Bu duyulan kuş sesi, ruhumu dinlendiren yeşillik ve tenimi okşayan rüzgâr ait olduğum yerin buradaki mânâ olduğunu söylüyor. Nasıl oluyor bilmem ama ben bu güzelliğin içinde bir zamanlar yaşamışım gibi onunla aşinalık kurabiliyor, bu güzel tabiat köşesiyle yârenlik edebiliyorum. Çam ağaçlarınındaki kozalakların çıtırtıları, hemen yanı başında uzayan çuha çiçeklerinin o güzelim sarısı, sırtımı yasladığım ve huzurunda bu satırları yazdığım bahara yeni uyanan ağaç her şeyin capcanlı olduğunu haykırıyor gibi...
Bu ıssız tenha tabiat köşesinde aradığım âhengi bulamasaydım burada durabilir miydim? Pek sanmıyorum. Işte bu muhteşem yer ayrıca gönlüme güven ve itminan duyguları da bahşediyor. Onun susarak söyleyen lisanına hayranım. Bu güzelliğin bana ihsan ettiği ilhama muntazırım. Onun bilgeliğinden doğan hikmetlere susuzum. İşte böylece burada ve bir başıma bu âhenge teslim oluyorum.

Gönül bulandıran konuşmalardan, kısır ve fani hesaplardan, kendine bir cevap bulamayan yorgun sorulardan uzak bu eşsiz âhenge bırakıyorum kendimi. Elbette bu âgenk de bir yerde kesiliyor. Topraktan binbir güzellik olup fışkıran bu canlılık da ölüm ve hayat arasındaki o çok seyyal mânâyı haber veriyor bize... Yani bir bakıma bunca değişimin içindeki değişmeyen özü anlamamızı bekliyor bizden. “Bunca zengin oluşlara ve büyüleyici bir tabiata hayat veren mânâ nasıl bir şeydir? Bu ölü toprak nasıl dirildi? Çiçekler nasıl uyandı?” derken bu sorular yumağında biriken tereddütler bir bir kayboluyor şimdi burada. Bunları sormak yerine artık tabiatin sırrında gizli oluşları anlamak istiyor insan. İnsanın doğayla kurduğu bu yakınlık kendinden kendine ve kendiliğinden olmaya başlıyor.
Tabiatın, insana hiçbir karşılık beklemeden şifa sunan huzuruna dâhil olmak, bir yaylada haftalar ve aylar geçirmek, şehrin yorucu yoğunluğundan sıyrılıp bir köyde kendimizi dinlemek, çiçek açmış meyve ağaçlarının meyve durduğu andaki nefis hâllerini seyretmek için neyi beklemedeyiz? Hayatın bize sunduğu enerjiyi, duygu ve düşüncelerimizi akıp duran kalabalıklar içinde yormak yerine bunları bir ağacın o güzelim, serin gölgesi altında, çiçeklerin yanı başında, ormanlara muntazır nefis manzaraların kucağında dinlendirmek için acaba neyi beklemedeyiz?

Bazen kendimde şu sorularla karşılaşıyorum: “Ey insan! Kendini bu kadar yormayı neden seviyorsun? Aradığın huzuru üstünden gelemeyeceğin karmaşık şeylerde ve altından kalkamayacağın meselelerde bulmayı neden bu kadar çok istiyorsun? Huzur, masmavi bir gökyüzünün altında sırtını bir ağaca yaslamak ve yanı başında uzayan çiçekleri, göğe uzanan ağaçları, ufka doğru seyreden ormanları izlemek, onlardaki muhteşem oluşları tefekkür etmek değil midir? Zihnin ve gönlün burada hafiflemiyor mu senin? Hayat hep harcamaksa sen harcanan değil misin? Gel, tüketmeden ve tükenmeden şuradaki mânâyı duy ve yaşa!”
Böyle düşüncelerle ve sorularla doluyorum bazen. Bu tabiat köşesinde kendimi yeniden bu âhenge bırakıyorum. Tıpkı denizin dalgalarına bırakır gibi ve ırmağın sesini dinler gibi… Ona düşüncelerimle dâhil oluyor, sevgimle iştirak edebiliyorum. Sanıyorum doğanın benden istediği şey de bu…
Yasin ŞEN
Dörtdivan ÇPAL
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni





Tüm yazarlar için tıklayın

YAZARLAR

Tamamı