11.05.2024 13:27:04
USD (Alış - Satış) : 18.84 - 18.89 EUR (Alış - Satış) : 20.12 - 20.21
Yasin ŞEN
1 Mayıs 2021 Cumartesi

SARI MÜDERRİS SİNAN EFENDİ'NİN ŞİİRLERİ

SARI MÜDERRİS SİNAN EFENDİ’NİN ŞİİRLERİ
Önceki yazılarımızda Ümmî Kemâl dervişlerinden ve Sarı Müderris’ten söz ederken onun dîvânından da yer yer bahsedilmişti. Bu yazımızda Sarı Müderris’in şiirlerinden söz etmek istiyoruz.
Sinan Efendi’nin bir divanı vardır. Henüz başka bir eseri bilinmemektedir Sarı Müderrisin’in divanında 182 adet manzume yer almaktadır. Ankara Millî Kütüphane’de divan nüshasının sonunda “Hâzâ Evrâd-ı Şerîf Seyyid Yahyâ kuddise sırruhû” başlıklı bir evrâd-ı şerif yer almaktadır. Bilindiği gibi evrâd, Seyyid Yahyâ-yı Şirvânî hazretlerinin tanzim ettiği bir dualar topluluğudur. Halvetiyye erkanı içinde yetişen azizler tarafından yüzyıllardır okunmuş ve hâlâ da okunmaktadır. Ümmî Kemâl hazretlerinden ve silsilesinden bahsedenler onu Bakü’de medfun Seyyid Yahya-yı Şirvânî hazretlerinin halifesi Pir Muhammed Bahâeddin Erzincânî’nin halifelerinden biri olarak gösterirler. Dolayısıyla söz konusu evradın bu divan nüshasında yer alması Sarı Müderris Sinan Efendi’nin yetiştiği Halvetî erkanıyla ilgili bir husus olmalıdır.
Sarı Müderris Sinan Efendi’nin divanı üzerine Emre Sessiz tarafından bir yüksek lisans tezi hazırlanmıştır (bkz. Emre Sessiz, Sarı Müderris Şeyh Sinan ve Divanı İnceleme-Metin-Dizin, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eski Türk Edebiyatı Bilim Dalı, Yüksek Lisasn Tezi, Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Cemal Aksu, İstanbul 2014. Biz hem diğer yazılarımızda hem de bu yazımızda divandan örnek verirken bu tezden yararlandık). Bu arada Dr. Hayati Yavuzer hocamızın da divan üzerinde çalıştığını ve divanı yayına hazırladığını burada belirtelim.
Sarı Müderris Sinan Efendi’nin şiirlerinde hâkim Eski Anadolu Türkçesi ve arkaik kelimelerin kullanımı dikkat çekicidir. O, şiirlerinde ayrıca yaşadığı coğrafyanın tabiat güzelliklerine, onların kendinde bıraktığı hislenmelere ve doğup büyüdüğü yerin özelliklerine yer vermiştir. Aşağıdaki Aladağlar hakkında yazılmış şiiri de bu tabiat güzellikleri yanında onun ve şeyhi Ümmî Kemâl’in hayatı hakkında bazı bilgileri ihtiva etmektedir:
Ala Tagın vaktidurur şimdi bulur fursat bulan
Bir gün olur ne kuş uçar ne anda hûd yürür kalan

Ala Tagı seyreylegil içgil suyun şükreylegil
Bu yılda çün fursat senün kanda bulur bildir olan

Ala Tagın yüce kaya yılda bir kez tonanur
Halkın kimi ana irer kimi erir olur yalan

Ala Tagın ?âşıkları ataları düpleğini
Kızduruban anı döker döner ana şeytân olan

Anda yatan erdür deyü ?âşık gibi tabma taşa
Er varını hem er bilür kanda bilür düplek çalan

Bir gün olur bir gün olur ne tag kalur ne taş kalur
Bel küllü şey’in hâlikün Allah imiş bâkî kalan

Bir vakit Salâhaddîn ile Ümmî Kemâl basmış kadem
Ala Taga hürmet kılan erler içün kılsun kılan
Genelde tasavvufî bir eda ile söylenen Sarı Müderris’in şiirlerinde Ümmî Kemâl övgüsünde yazılmış birçok şiir, beyit ve mısra vardır.
Sinan Efendi, şiirlerinde mahlas kullanmayan nadir şairlerdendir. İşin daha ilginci, Yunus Emre ve şeyhi Ümmî Kemâl yolunda yazdığı ilahilerinde daha çok şeyhinin ismini mahlas yerine kullanmasıdır. Zaten divanının başında da şu ifade yer almaktadır: “Ümmî Kemâl kaddesallâhüsırrahü’l-‘azîzin halîfesi Sarı Müderrîs Efendi Şeyh Sinân kaddesallâhü sirrahü’l-‘azîzin dîvânıdur.” Şiirlerinden hareketle Sarı Müderris’in şeyhi Ümmî Kemâl’e büyük bir sevgiyle bağlı olduğu anlaşılmaktadır. Onun şu şiiri de bunu göstermektedir:
Bir varidi bir varidi Ümmî Kemâl derler idi
Bu halk anı görmez idi anun için körler idi

Görmez misin Hak sevdiğin Âdem atada gizledi
Şeytân ana cins olmayub tobrak deyüb yerer idi

Hak sevdügün gayret idüb agyarlardan gizlemiş
Sultânları görmez misin mahbûbların gizler idi

Sevdügün arada komuş halka şefâ?at itdürür
Ol vâlid-i müşfik olub Hak sevdügin ohşar idi

Ümmî deyü yermen anı Fahr-i cihân ümmî-durur
Bû-cehl olan tuymaz idi heb sözleri esrâr idi

Tûr tagına varır gibi varır idim taglarına
Mûsâ gibi görsem deyüb cânım anı özler idi

Bir kerre Allah dirise tolar idi iki cihân
Binlerde bir Allah deyen kulu bulub avlar idi
Sarı Müderris’in Ümmî Kemâl’i büyük bir muhabbetle bağlı olduğu şu mısralarından da anlaşılmaktadır:
Ümmî Kemâl ‘ışk odına bunca zamân yanar idi
Şimdengerü biz yanalum anun içün ‘ışk odına
Sinan Efendi, şeyhi Ümmî Kemâl’in vefatından ötürü çok üzülmüş ve teessürünü şiirlerine taşımıştır. Aşağıdaki beyit bunlardan sadece birisidir:
Ümmî Kemâl çün ol dostun va?desine irübeni
Hicrân idüb gidelden berü ha durmadın aglar gözüm
Sarı Müderris’in divanındaki söyleyiş güzelliği ve doğallığı yukarıdaki örneklerden de takip edilebileceği gibi hemen dikkati çeker. Aşağıdaki beyit buna bir örnek teşkil eder:
Hiç bilmezem neyleyeyin uma uma yorulmışam
Kâh gül gibi açıluban kâh gonca-veş dürülmişem
Sarı Müderris, şiirlerinde bazen zamandan ve içinde bulunduğu durumdan şikayet eder:
Âhir zamânda gelmişiz irşâd yetîm oldugı vakit
Bir son dahi togar mı ki erhâm ‘akîm oldugı vakit

Âhir zamânda gelmişiz takvâ ‘acîb oldugı vakit
Sağdan gelüp soldan gelüp şeytân nasîb oldugı vakit
Sarı Müderris Sinan Efendi’nin ne zaman vefat ettiği tespit edilememiştir. Şiirleri üzerine bir tez hazırlayan Emre Sessiz’in, Sinan Efendi’nin şeyhi Ümmî Kemâl’in vefat yılı olan 1475 senesinden sonra vefat ettiği şeklindeki beyanını şimdilik kabul etmek gerekir. Mezarı bugün Bolu merkeze bağlı Yeniakçavak Köyü’ndeki camiinin yanında, bir türbe içerisindedir.
Sonuç olarak Sarı Müderris Sinan Efendi, Bolu’nun yetiştirdiği değerli mutasavvıflardan ve şairlerden birisidir. Şiirlerindeki doğallık ve güzellik, bir Ümmî Kemâl dervişi olması, 15. Yüzyıl’da Bolu’da etkili bir isim olarak öne çıkması onun tanınmasını ve bilinmesini zaruri kılmaktadır.
Yasin ŞEN
Dörtdivan ÇPAL
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni



 


Tüm yazarlar için tıklayın

YAZARLAR

Tamamı