20.05.2024 16:54:37
USD (Alış - Satış) : 18.84 - 18.89 EUR (Alış - Satış) : 20.12 - 20.21
Yasin ŞEN
6 Kasım 2022 Pazar

HOKHOK YAYLASI

Dörtdivan Yaylaları-4
HOKHOK YAYLASI
(CEMALLER ALADAĞI)
Dörtdivan’ı en kadim ve en güzel yaylalarından birisi olan Hokhok Yaylası, Cemaller Köyü’ne aittir. Bu yaylaya “Cemaller Aladağı” da denilmektedir. Yayla, ismini hemen üst kısmında bulunan bir kayalık içinden çıkan ve “Hokurdak” denen bir sudan almaktadır. Cemallerliler “Hokhok’a gidip de Hokhok Kayası’ndan su içmeden dönme!” derlermiş. Oraya gidip de su içmeden dönen kişileri Hokhok Yaylası’na gitmiş saymazlarmış.
Bu suyun ilerisinde kayaların hemen öbür tarafında at yolu anlamında “at yolağı” denilen bir yer vardır. Yine Hokhok Yaylası’nın aşağısında “Ciğilbunar” denilen ve suyu çok soğuk olan bir pınar vardır. Eskiden insanlar buradan gelip geçerken hem su içip dinlenir hem de su rahat kaynasın diye burayı biraz eşerlermiş.
Yaylanın hemen yakınlarında “Erenler” denilen bir mevki yer almaktadır. Buraya çok önceleri yağmur duası için gelinirmiş. Cemallerlilerin inanışına göre insanlar yaylaya göç ettikten sonra buradaki erenler göç ederlermiş. Halk araba ve kağnı sesine benzer sesler işitir fakat erenleri göremezlermiş. Buna “Erenlerin Göçü” denirmiş. Hamdi Atalay, önceden Erenler’e dua için çıkıldığını, burada çocukluğunda bulgur pilavı pişirildiğini söylemektedir. Yine onun beyanına göre burada bir de mezar bulunmaktadır. Burada pişirilen bulgur pilavı yendikten sonra mezarın etrafında dönülürmüş. Kuran okunur ve dualar edilirmiş. Karlıkaya’ya çıkılıp ilahiler söylenir ve buradan köy yönüne bakılıp dualar edilirmiş.

Yaylanın girişinde yükseklikleriyle dikkat çeken ve “Karaköleler” denilen kayalıklar bulunur. Bu kayalıkların dibinden tertemiz bir su akar ve Dörtdivan bundan içme suyu olarak faydalanır. Yaylanın daha aşağısında ise “Aktaş Boğazı” yer alır. Burası yokuştur. Hatta yaylaya göç eden Cemalliler “Aktaş Boğazı adamı yorar!” derlermiş. Hokhok Yaylası’nın hemen altında Karanlıkdere denen bir dere bulunmaktadır.
Cemallerliler, eskiden her yıl 15 Haziran’dan sonra Hokhok Yaylası’na ve Çiçekli Yayla’ya göç ederlermiş. Köyün bir kısmı Hokhok’a giderken diğer kısmı Çiçekli’ye gidermiş. Cemaller’in diğer yaylası olan Karakoz Yaylası’ndan gelenlerle halk Kirazlı Yayla’da bir araya gelirlermiş. Sonra göç başlarmış.
Çiçekli Yayla’ya ve Hokhok Yaylası’na mayısın on beşinden sonra öküzler gelirmiş. Taze otları güçlensinler diye öküzler yermiş. Bu hayvanlar burada nöbetleşe beklenirmiş. Öküzlerin yaylaya gelmesinden bir ay ya da kırk gün sonra aşağıdaki yayladan normal göç olur ve insanlar buraya gelirmiş. Hokhok’ta ve Çiçekli Yaylası’nda bir veya bir buçuk ay kalan köylüler tekrar ilk yaylalarına, Kirazlı ve Karakoz Yaylalarına dönerlermiş.
Cemaller Köyü’nden gelen halk burada gıcırdak veya çevirme denilen bir eğlenceyle güzel vakitler geçirirlermiş. Çevirme Hokhok’ta yaylanın tam ortasına kurulurmuş. Hokhok Yaylası ve Çiçekli Yayla’ya göç edildikten sonra gençler ve çocuklar hep birlikte çevirme ağacı getirmeye giderlermiş önceden.

Hokhok Yaylası ve Çiçekli Yayla gibi yerlerde çok sık görülen “şapla” (mancar) denilen bir bitkinin geniş ve taze yapraklarından sarma yapılırmış yayla zamanı.
Hokhok Yaylası’nın hemen önündeki ağaçlarla kaplı tepenin arka tarafında “Namazalanı” denilen bir yer vardır.
Hokhok Yaylası, baharda dolup taşan sularıyla cennetten bir köşe gibidir. Hatta buraya göç eden insanlar “Yaylada suyun başına yemek yiyen, suyu içtikten sonra bir daha acıkır!” dermiş.
Hokhok Yaylası’na yağmur duasına çıkılmaktaymış önceden. 1940’lı yılların birinde Dörtdivan’a rahmet yağmamış. Dörtdivanlılar Hokhok Yaylası’na yağmur duasına çıkmışlar. Bu dua için Gerede’den devrin âlimlerinden koca müftü denen Hacı Emin Efendi de gelmiş. Mevlitler okunmuş, yağmur duası edilmiş. Sıra, taşları suya bırakmaya gelmiş. Koca Müftü dönmüş ve “Aranızda orta (ikindi) namazının sünnetini terk etmeyen var mı? Varsa gelsin taşları suya atsın.” diye sormuş. O sırada Düldül Mevlüt, kalabalığın arasından ayağa kalkmış. İnsanlar gülüşmüş, ona deli nazarıyla bakıyorlarmış. Koca Müftü de “Birazdan anlayacağız deli mi veli mi?” demiş. Düldül Mevlüt “Bismillah” diyerek taşları suya atmış. Biraz sonra birdenbire havada hiç yağmur olmadığı halde hava kararmış ve yağmur yağmaya başlamış. İnsanlar evlerine varıncaya kadar sırılsıklam olmuş.
Yasin ŞEN
Dörtdivan



 


Tüm yazarlar için tıklayın

YAZARLAR

Tamamı