10.05.2024 07:09:33
USD (Alış - Satış) : 18.84 - 18.89 EUR (Alış - Satış) : 20.12 - 20.21
Yasin ŞEN
18 Mart 2023 Cumartesi

GEREDELİ FİGÂNÎ'NİN YENİ BİR ŞİİRİ Mİ?


GEREDELİ FİGÂNÎ’NİN YENİ BİR ŞİİRİ Mİ?

Yasin ŞEN
Figânî, 1814 senesinde Gerede’de dünyaya gelmiş ve 1895 senesinde yine Gerede’de vefat etmiştir. Şair, vefatından sonra Gerede’de Garipler Mezarlığı’na defnedilmiştir.

Gerede bir halk şairidir. Onun şiirlerinin bir kısmının henüz hayattayken kaybolduğu anlaşılmaktadır. Şairin bugün elimizde Hayrettin İvgin ve Sabri Koz tarafından yayınlanan 120 civarında şiiri bulunmaktadır. Şiirlerinin tamamının bu kadar olmadığı söylenebilir.

Geredeli Figânî kitabından şöyle bir not yer almaktadır:
“Çankırılı Âşık Osman Pinhanî, Figanî’nin el yazması divanını âşığın kendisinde görmüş. Çankırılı Hacı İmamoğlu İsmail Ağa, İnebolu ile Kastamonu arasında geçen araba yolculuğuna ait araba kirasını vermeyen bu ihtiyarın rehin olarak kendisine bu defteri bıraktığını, daha sonra rehini kurtarmak için gelmeyen bu ihtiyarın Âşık Figanî, yazma defterin de Figanî’ye ait bir divan olduğunu Dehri Dilçin’e söylemiştir. Daha sonra Çankırılı İsmail Ağa, bu divanı Bolu’da çaldırmıştır.” ( Hayrettin İvgin-M. Sabri Koz, Geredeli Figânî, Bolu İl Kültür ve Turizm Müd. Yay., Ankara 2017, s. 12)

Buna göre şairin şimdilik kayıp ve büyük bir divanı vardır. Zaten Hayrettin İvgin hocanın verdiği bilgiye göre Figânî’nin şiirleri 1980’li yıllarda bir kalorifer dairesinde yakılmaktan son anda kurtarılmıştır. Anlaşılan o ki, Figânî’nin şiirlerini içeren bu defter bir seçmedir. Aynı zamanda şairin bir de matbu divanı vardır. Figânî hakkında küçük bir eser kaleme alan Gerede müftüsü Ali Rıza Ünlü, Figânî’nin ömrünün son demlerinde gittiği memleketlerde söylediği şiirlerin yazılması hâlinde önemli bir eserin meydana geleceğini, halbuki böyle yapılmadığını, elinde maşrapa ile Gerede’de üç gün boyunca şiirler söyleyerek gezdiğini ve söylediklerinin hiçbirinin kaydedilmediğini, kendisinin yazması olmadığı için birçok şiirini kaydetmediğini, kayıtlı bulunanları ise çırağı Bartınlı Cûdî’ye yazdırdığını söylemektedir. (Hayrettin İvgin-M. Sabri Koz, a. g. e., s. 31.) Bu da Figânî’nin şiirlerinin önemli bir kısmını kaybolduğunu, belki bir kısmının cönk ve mecmualarda bulunabileceğini göstermektedir. Nitekim bu durumu işaret eden Figânî’nin yeni bir şiiri Bolu’nun Dörtdivan ilçesinde tespit ettiğimiz bir cönk içerisinden çıkmıştır. Bu şiirin cönge kısaltılarak konduğunu düşünmekteyiz. Çünkü buraya manzumenin sadece iki dörtlüğü kaydedilmiştir.

Cönkte şairin mahlasının geçtiği dörtlüğün kaydedilmiş olması bu iki dörtlüğün şaire aidiyetini mümkün kılmıştır. Bu dörtlükler Hayrettin İvgin ve Sabri Koz hocalarımın neşrinde yer almamaktadır. Dolayısıyla burada Figânî’ye ait ve daha önce yayınlanmamış bir manzumenin iki dörtlüğünün kaydedilmiş olduğunu söyleyebiliriz.

Bu dörtlükler şöyledir:
N’eylerim cihânın sarâyın köşkün
Misâfirsin bu âlemde üç gün
Kemâlât olsun ne kadar aşkun
Zevâl arkasundan ulaşur gelür

Turâb yedi nice şâhı sultânı
Dost mu ezel gibi çok pehlivânı
Aklı yok fikri yok şaşkın Figânî
Ecel pehlivânı güleşür gelür

Bolu, özellikle Dörtdivan ve Gerede’de bulunan yahut buradan götürülmüş cönkler içerisinde burada yetişmiş şairlerin yeni şiirlerinin bulunması ihtimali vardır. Söz konusu cönkte yine Dörtdivanlı Hilmî’ye ait bir “Bülbül İlahîsi” adında yeni bir şiir bulunmaktadır. Biz Dörtdivanlı Hilmî kitabımızda bu şiiri değerlendirdik. Bu örnekler Bolu’da ve Anadolu’nun çeşitli köy, kasaba ve şehirlerindeki cönk ve mecmua hazinesinin incelenmesinin elzem olduğunu göstermektedir.





Tüm yazarlar için tıklayın

YAZARLAR

Tamamı