20.05.2024 19:32:21
USD (Alış - Satış) : 18.84 - 18.89 EUR (Alış - Satış) : 20.12 - 20.21
Yasin ŞEN
18 Nisan 2022 Pazartesi

BOLULU ŞEHİT MUTASAVVIF ABDULLAH BEY

BOLULU ŞEHİT MUTASAVVIF ABDULLAH BEY
Abdullah Bey, Menâkıbnâme-i Mustafa Safî müellifi İbrahim Hilmî Bey’in küçük kardeşidir. Babası Hasan Hakkı Efendi Mustafa Safî Efendi’nin dervişlerindendir. Kendisi de henüz onsekiz yaşındayken Mustafa Safî Efendi’ye derviş olmuştur.

Kendisinde birçok acayip hâller görüldüğünü ağabeyi İbrahim Hilmî Bey kaydetmektedir. Bir yerde şöyle demektedir:
“Kendisinde nice acayip hâller ortaya çıkmıştı. Bundan başka bir derecede keşfi açılmıştı ki, hangi mezara uğrasa ölülerin hâllerine vâkıf olurdu. Ve çok olurdu ki, gönül ehli kimselerin vefatlarından sonra alenen onlarla konuşarak hâllerine vâkıf olurdu. Ve eğer şüphesi olursa ya saadet sahibi Peygamber efendimiz hazretleri taraflarından veyahut Safî Efendimiz tarafından işaret buyrulup şüphesini hallederdi.”

Menâkıbda Abdullah Bey hakkında buna benzer başka bazı hâller de mevcuttur. İbrahim Hilmî Bey, onun yirmi yaşında Mustafa Safî Efendi’den tac-ı şerif giydiğini ifade etmektedir. Menâkıbda kendisi tanıtılırken onun şehit oluşuna dair şu bilgiler yer almaktadır:
“Ömrü oldukça dünya işlerinden bir şeye karışmayıp mahviyet ve yüce tarikatta istikâmet ederdi. Küçük yaşlarından beri hiçbir halveti terk etmemişti ve genelde cem hâlinde olurlardı. İki defa riyazet ve dikkatle erbain çıkarmışlardı. Zahir suretinde görünürlerdi fakat akl-ı me‘âdı (uhrevî aklı) bir mertebedeydi ki, kendisiyle dünya işlerinden istişare olunsa zahiren uygun cevaplar verip susardı. Ve zikir esnasında çok zaman kendisine cezbe gelerek mest ve hayran kalırdı. Öyle bir takvası vardı ki, kendisini taklit etmek mümkün değildi. Yakınlarda kemâl derecelerini tamamlayıp, Rusya seferinde iki yüz yetmiş senesinde askerlerle sefere gidip hayli gazâda bulunmuştur. Hatta Silistre muhasarasında beraber olmakla daha sonra Deli Orman adlı yerde kaybolmuştur. Şimdiki halde yaşayıp yaşamadığı meçhuldür. Anladığıma göre şehit olmuştur. Hatta sefere giderken ben ve biraderim Mehmet Bey birlikte olarak Abdullah Bey’i uğurladık. O gece Bolu’ya yakın ve iki saatlik bir köyde geceleyip ertesi gün biraz daha beraber gittik. O gece kendisine nebiler sultanı ve Allah resulü, ceza gününde şefaatçi Hazret-i Muhammed Mustafa (s. a. v) efendimiz hazretleri silahlanmış oldukları halde zuhur buyurmuş: “Oğlum niçin üzülürsün. Biz de seninle beraber gidiyoruz!” diye teselli buyurduklarını ertesi gün yolda bize müjdelemiştir. Gerçi o bu kemâli Safî Efendimizin hizmetlerinde kazanıp küçük yaşta olduğu için bunlar ortaya çıkmamıştı.”

Sonuç olarak Abdullah Bey, Bolu-Aktaş Camii’ndeki türbesinde metfun Mustafa Safî Efendi’nin dervişi Hasan Hakkı Efendi’nin oğludur. Kendisi de babasının mürşidine intisap etmiş ve taç giymiştir. Ağabeyleri İbrahim Hilmî ve Muhammed Zühdî Beyler de Mustafa Safî Efendi’nin dervişleridir. Abdullah Bey, Rusya ile vuku bulan bir savaş sırasında (muhtemelen Kırım Harbi’nde ve 1854 yılı civarında) şehit olmuştur. Bazı yüksek hâllere daha hayattayken vâkıf ve sahip olmuştur.
[Kaynak: İbrahim Hilmî, Menâkıb-ı Hacı Mustafa Safî Efendi, Millet Kütüphanesi, Ali Emirî, Şer‘iyye Kısmı, No: 1111. (Alıntılar tarafımızdan sadeleştirilmiştir.)]
Dr. Yasin ŞEN



Tüm yazarlar için tıklayın

YAZARLAR

Tamamı