11.05.2024 07:22:42
USD (Alış - Satış) : 18.84 - 18.89 EUR (Alış - Satış) : 20.12 - 20.21
Yasin ŞEN
29 Mayıs 2021 Cumartesi

BAZI KAYNAKLARIN IŞIĞINDA GEREDELİ HACI HALİL EFENDİ

BAZI KAYNAKLARIN IŞIĞINDA
GEREDELİ HACI HALİL EFENDİ
Geredeli Hacı Halil Efendi hakkında bilgi veren kaynaklar oldukça sınırlıdır. Bunun için öncelikle Sefîne-i Evliya, Osmanlı Müellifleri, Tomar-ı Turûk-ı Âliye, Menâkıb-ı Şeyh Sâfî-i Âmidî, Mustafa Rûmî Divanı, Tarih Boyunca Gerede gibi ilk kaynaklara gitmek gerekecek. Onun hayatı ve halifeleri hakkında bilgi veren çalışmalar da bu ilk kaynakların ışığında kaleme alınmıştır. Biz de mevcut kaynaklardaki bazı bilgileri burada toplu halde vermeyi uygun gördük.
Buradan da anlaşıldığı kadarıyla Geredeli Hacı Halil Efendi hakkında bilgi veren kaynaklar oldukça sınırlıdır. Buraya Aziz’in türbesinin de içinde olduğu külliye için düzenlenen vakıf belgeleri, oğlu Mustafa Rûmî Efendi’nin divanı ve bazı şifahî malumatı da ekleyebiliriz.
Son dönem Osmanlı tasavvuf kültürü için en önemli kaynaklardan biri olan Sefîne-i Evliya’da Geredeli Aziz’le ilgili şu bilgiler kayıtlıdır:
“Geredelidir ve Gerede’de medfûndur. Terceme-i hâli buraca malûm değildir. Hikâye olunduğuna göre şöhret-i şâyia-i reşâdetine binâen Sultân Mahmûd-ı sânî müşârünileyhi Dersaâdet’e da’vet etmiş, o da, da’vete icâbet eylemiştir. Esasen ümmî oldukları halde ‘İnnme’l-a’mâlü bi’n-ni’yât’ hadis-i şerifine verdiği ârifane zengin ma’nalar Sultan’ın ve İstanbul ulemâsının hayretlerini celbetmiş; fevkalade takdir ve hürmet görmüştür. Tesis ettiği şubeye Halîliyye-i Şa’baniyye’ derler.” (Hüseyin Vassaf, Sefîne-i Evliya, C. 4, Haz.: Mehmet Akkuş-Ali Yılmaz, İstanbul 2006, s. 46.).
Sâdık Vicdânî ise Geredeli Hacı Halil Efendi hakkında Tomar-ı Turûk-ı Âliyye’de şunları kaydetmektedir:
“Hacı Mustafa Efendi’nin 13 halifesinden en seçkini feyz ve kemâliyle en başta geleni Geredeli Aziz diye bilinen Geredeli eş-Şeyh Hacı Halil Efendi ile Beypazarlı eş-Şeyh Ali Efendi’dir. Bu iki halife her yönden şeyhlerinin kemâline sahip idiler. Her ikisinden devam eden silsile bugün mevcut olup tarikatin aşk çevresini meydana getirmektedir. Hacı Halil Efendi’den sonra devam eden silsile Safranbolulu eş-Şeyh Ömer Fuâdî-i Sânî vasıtasıyla İstanbul’a gelmiş, yine bu zâtın ileri gelen halifelerinden ve Safranbolu’nun Yazıköy köyünden olup Safranbolulu diye bilinen Hacı Emin Efendi ile vasıtası ile de Safranbolu’da ve Nevrekop taraflarında yayılmıştır. Bu yücelik ve olgunluktan dolayı Hacı Halil Efendi’den devam eden silsileye Şabânîlerce Ortakol denilmekte, bu zât bir kol kurucusu kabul edilmektedir.” (Sâdık Vicdânî, Tarikatler ve Silsileleri (Tomâr-ı Turûk-ı ‘Aliyye), Yay. Haz.: İrfan Gündüz, Enderun Kitabevi, İstanbul 1995, s. 218.)

Geredeli Aziz hakkında bilgi veren kaynaklardan birisi de Ahmet Gökoğlu’na aittir. Ahmet Gökoğlu, Paphlagonia-Gayrimenkul Eski Eserleri ve Arkeolojisi adlı önemli eserinde Gerede’deki eski eserlerden bahsederken Gerede Türbeleri münasebetiyle Aşağı Tekke’den ve Hacı Halil Efendi’den bahseder. Önce türbe hakkında bilgi verdikten sonra türbede yer alan kitabenin okunuşunu kaydeder. Daha sonra ise türbedeki sandukalardan, bunların birisinin Şeyh Şabân-ı Veli halifelerinden olduğu rivayet edilen Halil Efendi’ye ait olduğunu söyler. Halil Efendi’nin vefat ettiği yılın belli olmadığını, Şeyh Şabân-ı Veli’nin yaşadığı zamana göre H. 1000 yılından önce vefat etmiş olabileceğini ifade eder. Gökoğlu’nun verdiği bu bilgiler hatalıdır. Zaten ileriki satırlarda da yazar, bu hatasını düzeltme yoluna gider. Zira türbede yer alan ve 1844 senesinde vefat ettiğini söylediği oğlu Mustafa Efendi’ye göre onun daha geç tarihlerde yaşamış olabileceğini tahmin eder. Daha sonra müellif türbenin girişinde yer alan diğer sandukalardan söz eder. (Ahmet Gökoğlu, Paphlagonia-Gayrimenkul Eski Eserleri ve Arkeolojisi, Kastamonu 1952, C. I, 323-324.)
Bu satırlardan da anlaşılacağı gibi Ahmet Gökoğlu’nun verdiği bilgiler hatalı ve eksiktir. Hâlbuki Geredeli Aziz, eserin kaleme alınmasından yüz küsur sene önce yaşamıştır ve torunlarının hayatta olması ihtimal dâhilindedir. Bu durum, Geredeli Aziz gibi birinin hayatına ait malumatın derhal unutulmaya başlanmasının bir sonucu olsa gerektir. Fakat bu durum bizim açımızdan hem üzücü hem de dikkat çekicidir. Bunun elbette azizin mahfî yaşamayı seçmiş olmasıyla bir ilgisi olduğu düşünülebilir.
Yasin ŞEN
Dörtdivan ÇPAL
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni



 


Tüm yazarlar için tıklayın

YAZARLAR

Tamamı