5.05.2024 04:49:27
USD (Alış - Satış) : 18.84 - 18.89 EUR (Alış - Satış) : 20.12 - 20.21
İrfan BAYAR
22 Ekim 2013 Salı

TÜLAY VE ACI SONU

Saat 11.30 sularıydı… 155 Polis İmdat telefonunda görevli personel her zamanki gibi yoğun bir şekilde gelen telefonlara cevap veremeye ve de not almaya çalışıyorlardı. Gelen ihbarlardan birisi diğerlerinden farklıydı ve bir kadın cesedinden bahsediyordu. 
Ekipler birazdan belirtilen adrese hareket etmişlerdi. Amaçları, her zaman olduğu gibi olay yerindeki delilleri eksiksiz olarak toplayarak, cinayeti aydınlatmak, suçlu veya suçluları adalete teslim etmekti.
Altındağ ilçesindeki gecekondu tipindeki eve gelindiğinde, boğularak öldürülen kadının arka taraftaki odada yerde sırt üstü yatar vaziyette olduğu görüldü. İlk incelemeler sonucunda, dudak ve yüz kısmının aldığı darbelerle kanlı bir vaziyette olduğu, boğaz çevresinde boğularak öldürüldüğüne yönelik bariz izlerin mevcut olduğu, aynı zamanda kafasını arka kısmında yine sert bir cisimle derin bir yaranın meydana gelmiş olduğu tespit olunmuştu. Olay yerindeki gerekli tespitlerden sonra morga kaldırılan ceset üzerinde yapılan otopsi sonucu, ölüm olayının boğma suretiyle gerçekleştiği kesinlik kazanmıştı. Bu arada, vajinal bölgede sperm artıklarına rastlanılmıştı. Bu durum, soruşturmacı Polis İçin önem arz ediyordu.
/SORUŞTURMA DERİNLEŞTİRİLİYOR
Ekiplerin çevrede yaptıkları ilk soruşturma sonucunda, öldürülen Tülay ismindeki kadının evli ve 2 yaşında bir çocuğunun bulunduğu, uzun bir süredir söz konusu evde oturdukları öğrenilmiş, komşularına zararları olamayan, mazbut bir yaşam sürdükleri belirlenmişti. Kocası Rıza, bir fabrikada işçi olarak çalışmaktaydı ve vardiya gereği bazı geceler evde bulunamıyordu. Nitekim cinayet de, Rıza’nın evde olmadığı bir gecede işlenmişti. Peki, kimdi bu cani?
Yan komşuları ve aynı zamanda akrabaları olan Zehra, sabah saatlerinde Tülay’ın ev kapılarını yarı vaziyette açık olarak gördüğünü, kapı kilidindeki bir arızadan dolayı bu durumun zaman zaman olduğunu bildiği için önemsemediğini, ta ki saat 11.00 sıralarında dışarıdan gelen oğlunun, yengesi Tülay’ın hareketsiz olarak evinde yattığını gördüğünü söylemesi üzerine cinayetin ortaya çıktığını, hatta Tülay’ın evine girdiklerinde, 2 yaşındaki çocuğunu, annesinin üzerine kapanmış ağlar vaziyette gördüklerini belirtmişti.
Soruşturmacı Polis çalışmalarını çevreden elde ettiği bilgiler paralelinde şüphelileri belirleme konusuna yoğunlaştırmıştı. Mahalledeki ve uzak çevredeki gerek yakınları ve gerekse ilişki halinde bulunulan muhtelif insanlar potansiyel olarak soruşturma kapsamına alınmaya başlamışlardı. İfade alınması sırasında komşulardan birisi, bir sohbet sırasında Tülay’ın, evlenmeden önce az da olsa duygusal bir yakınlık duyduğu aynı zamanda akrabası olan Sedat’ın bir müddet önce çalışmak için Ankara’ya gelmiş olduğunu, bunu da, memleketteki ailesinden adresi temin eden Sedat’ın, kendisini ziyarete gelmesiyle öğrendiğini Polise ifade etmişti. Bu önemli bir ipucu olabilirdi. Hemen adres tespitine geçildi. Kısa bir süre sonra Polis Sedat’ın kapısındaydı ancak, evde kimseler yoktu. Yakın çevreden elde edilen bilgiler, Sedat’ın birkaç gündür eve gelmediği doğrultusundaydı.
İŞ BİRLİĞİ VE KATİLİN YAKALANMASI
Sedat’ın birkaç gündür evine gelmemesi ve haber vermeksizin iş yerine de uğramaması, memleketine gitmiş olabileceği gerçeğini akla getirmişti. Çünkü Ankara’ya geleli çok olmamıştı ve henüz çevreyi tam olarak öğrenememiş olması ihtimali yüksekti. Bu gerçeklerden hareket eden Ankara Polisi, Samsun Polisi ve Jandarmasıyla irtibata geçerek, gerekli çalışmaları başlatmıştı. Kurulan koordinasyon sonucu, Sedat tahmin edildiği gibi Samsun’da kendi ailesinin evinde değil ama bir yakınının evinde bulunarak Ankara’ya getirilmişti. Takip edilen prosedür doğrultusunda Sedat’tan alınan kan örnekleri, Zehra’nın vücudundaki sperm örnekleri ile DNA tablosu açısından tam bir uyum gösteriyordu. Sedat’ın suçunu itiraf etmekten başka şansı yoktu.
Sedat, Zehra’nın uzaktan akrabası oluyordu. Bir zamanlar aralarında duygusal bir yakınlık oluşmuş ve/fakat Zehra bir başkası ile evlenerek Ankara’ya gelmişti. Daha sonra Ankara’ya gelen Sedat adresini öğrendiği Zehra ile birkaç kez dışarıda buluşmuş, o gece, eşinin evde olmadığını öğrendiği Zehra’nın evine gitmişti. İlk planda bu ziyarete karşı çıkan Zehra’yı ikna eden Sedat eve girerek, ilerleyen saatlerde Zehra’ya sahip olmuştu. Zehra’nın bu durum karşısında tüm olup bitenleri eşine ve yakınlarına anlatacağını ve bu yaptığının yanına kalmayacağını söylemesi üzerine, panikleyen Sedat önce sert darbelerle Zehra’yı sersemletmiş, daha sonra da boğarak öldürmüştü.

İrfan BAYAR
Emniyet Müdürü


Tüm yazarlar için tıklayın

YAZARLAR

Tamamı