Kurbanı görevim icabı yıllardır köyümün dışında kesmekteyim. Memleketim Bolu Dörtdivan, yani en çok Başkent Ankara’da kesmiş bulunmaktayım, Başkent Ankara’da kurban kesim esnasında gördüklerim ve bizzat şahit olduklarımın kısa beyanıdır.
15 yıldır Ankara ilinin muhtelif yerleri olan başta Sincan, Yenimahalle, Mamak, vs. İlçeler, Bu yıl Mamak ilçesinin Ortaköy kurban satış yeri çadırlarının içinde kestik.
Erken gitmek maksadıyla sabah namazını Yenimahalle’de kıldıktan sonra ortağımla yola çıktık, bayram namazına Mamak Ortaköy camisine ulaştık, biz geleneğimiz gereği köyümüzde gördüğümüz gibi sünnete uygun ve vacibin edası üzerine Bayram namazımızı dokuz tekbirli olarak kılıp, sünnet olan hutbeyi de dinleyip duasını yaparak camiden ayrıldık.
Oradan kurban mahalline aracımızla ilerledik, yaklaştığımızda araç çekecek yer kalmamış, çok çok gerilerde kaldık, sanki bir kıyamet günü gibiydi, bu Müslümanlar ne zaman sabah ve bayram namazını kılmışlar, hatta ve hatta birçok yerde de bizim vardığımızda Kurbanlar kesilmiş yarı yapılmış, Kurban bir ibadettir. İnanamadım bu milletin bayram namazını kıldığına,
Her neyse, kurbanımızın yerini belki bir saat gecikmeli bulduk. Kestirmek için çadır sahibinden söz almıştık. Vardığımızda bize geç kaldığımızı ifade ettiler. Biz kendi imkânlarımızla iki kesici kasap bulduk. Sonunda Kurbanımızı aldık ve çok mesafe gitmeden burada keseceğiz dediler. Adım başı Kurban kesilmiş, bizim kurbanı da hemen oracıkta bir kenara yıktılar, kurbanı sağına yatırdılar, biz önceden bildiğimiz için müdahale ettik, soluna çevirdik, kasap olduğunu söyleyen biri benim tekbirlerimi alıp duasını yaptıktan sonra kesti, ölmeden bir balta getirdi. Canlı canlı vurmaya başladı, hemen müdahale edip, hayvana eziyet etmesini önledik, ölmesini bekledik, ondan sonra söylememize rağmen ölmeden yüzmeye başladılar, ama acele etmekteler ve derisinin yarısında et kalmakta, niye böyle yüzüyorsunuz dediğimizde hayvana hiç tuz vermemişler ki, ifadelerini kullandılar, yani bizde kendimiz yardımda bulunduk kurbanı kesme ve yüzme işi bitti, bizim yanımızda belki ben 10-15 tane saydım, ekip kurmuşlar, birileri kurbanı çadırdan getiriyor, birileri kesiyor, keserken takip ettim, ne kıbleye karşı çevirdiler, ne çukur kazdılar, ne tekbir aldılar, nede soluna yatırdılar, ölmeden balta ile boyunlarını kesip, ölmeden bacaklarından yüzmeye başladılar ve kanlarının üzerlerinde hiç hijyenik olmayan bir kesim gerçekleştirdiler.
Tatbiki zamanla işleri bitenler çadır mahallini terk ettiklerinde, her taraf çöplük, af buyurun, işkembeler ve işkembelerin pislikleri, kesenler tarafından getirilen naylonlar ve poşetler, atılan bacaklar, atılan barsaklar tam bir çöplük halini almıştı. Kurbanların kelleleri ve derilerinin sahipleri belli, tarikatlar ve dernekler-yurtlar onları pek masum bırakmadılar, hele o kurban payı için gelmiş Suriyeli ve yerli et dilenenler kurbanın hepsini verseniz inanınki kalmaz. Hâlbuki Kurban eve geldikten sonra üçe bölünecek biri evde çoluk çocuklarla yenecek, biri yakın akrabalardan kesmeyenlere pay verilecek, biride gelen misafirlere ikram edilecek. Ayrılmadan dilenen ve toplayanlara dinimizde pay gösterilmemiş, o zaman İslam’ı yaşarken İslam adına kestiğimiz kurban ibadetinde bilmediğimiz çok noksanlarımız olduğuna şahit oluyoruz.
Bu yıl böyle geçti, geçmiş yıllarda da Sincan ve çevresinde Kurbanlar tek bacaklarından zincirlere takılıp kepçelerle kaldırılıp usulüne uygun yatırılmakla beraber, kesildikten sonra ölmeden yüzüleceği ve ortakların belirlediği yere kadar yine kepçe ile uygunsuz bir şekilde götürülüp parçalanmaktadır.
Yine Ankara’nın bazı yerlerinde özel kurban kesme yerlerinin yapıldığını hem sanal âlemden hem de bizzat kestirenlerden duyduğumuz halde yaygınlaşmamış olup, Bu konuda yetkililerden isteğimiz bu ibadetin daha güzel ve gayesine uygun yapılması için çabalarını sarfetlerini bir vatandaş ve bir din görevlisi olarak talep etmekteyim. İbadet ibadet olmaktan çıkmasın, yerini bulsun ki hem ülkemiz, hem de kesen kişi yaptığı kurbanından fayda görsün. Kurbanda uygun olmayan görselleri görmemek dileklerimle ve bu dileklerime katılacağınızı ümit eder, sıhhat temenni ederim. 06.10.2015
Durmuş ÖZTEKİN
Emekli İmam
Yenimahalle-Ankara
