29.04.2024 20:19:08
USD (Alış - Satış) : 18.84 - 18.89 EUR (Alış - Satış) : 20.12 - 20.21
H.İbrahim YAMAN
3 Mart 2014 Pazartesi

E Z A N

Ezan, duyuru ve çağrıdır.
Ezan, Dünya’nın her yerinde öncelikle orijinal şekliyle Arapça olarak okunacaktır.
"Ezan, insan toplumlarına bir duyuru, tebliğ, ibadete ve kurtuluşa çağrıdır.
Türkçesi 24 kelimeden oluşan ezanın, 2 kelimesi namaza çağrı, 22 kelimesi tebliğdir. Ezanın da anlamı vardır.
Ezan, Allah’ın büyüklüğünü, Allah’tan başka Tanrı olmadığını, Muhammed’in Allah’ın elçisi, peygamberi olduğunu ilan eder, insanları Namaza ve kurtuluşa çağırır.”
İnsanların bir kısmı, günde beş kez ezanı duyarlar. Fakat Araplar hariç, diğerlerinin çoğu, anlamını bilmeden onu sadece “Namaza çağrı”olarak nitelerler. İnançsız ve dili farklı bir kısım insanlar ise, ona hiçbir anlam veremezler. Belki sadece melodisinden etkilenirler. Örneğin çoğunuz bile, sabahın alaca karanlığında, sıcak yatağınızda iken, derin uykunuzun arasında,“Namaz uykudan daha hayırlıdır!” diyen bir ses duyuyor musunuz? Bu bilince kaç kişi sahip? Ezanın da, bilinçlere seslenmesi ve işlenmesi, onları bilgilendirmesi ve uyarması gerekir.
Ezanın, inançlı inançsız, genç, yaşlı, çocuk, bütün insanlar için, ulusal ve uluslararası anlaşılır bir duyuru ve çağrı olabilmesi için, esas olarak her zaman şimdiki gibi Arapça ve icabında buna ilâveten anlamının o toplumun dilinde ve aynı makamda okunabilir olması üzerinde düşünülebilir. Yani sadece Arapçası ve sadece anlamı yerine, Arapçası ve anlamı birlikte. Bu, onun anlamını bilenlerden çok, asıl bilmeyenler için gereklidir. Eğer toplumsal tercih doğru yönde oluşuyor, yüzeysel ve şekilsel kalmıyorsa. Biz, art niyet ve yozlaştırmalardan uzak olarak, tartışılan konulardan olduğu için değiniyoruz. Dinin kendi yararına. Hani, “Sen ne düşünüyorsun?” derler ya, işte öyle. Birkaç farklı dilin kullanıldığıtopluluklara da, Arapçası ile birlikte, anlamı her vakit başka dilde okunarak ulaşılabilir. Bunlar elbette, dili Arapça olmayan toplumlar içindir. Olaya, aslından ayrılmamak ve anlamını da anlamak gereği açısından bakmak lâzımdır. Bunun dışında başka amaçlarla ezana müdahale edilmemelidir. Ezan, bizde bir zamanlar aşırı bir Türkçeleştirmeye uğramış, hem Arapça orijinalinden, hem kulağa hoş gelmesinden, hem de anlamından uzaklaşılmış, dolayısıyla kabul görmemiştir.
"Mesaj verme ve almadaki kopukluk durumu, anlaşılmama ve bilinmeme durumu, iletişim kopukluğu sorunu; böylece tüme ait bir genellikten,aza ve istisnai durumlara indirilebilir. Koşulların gerektirdiği dini uygulamalar, elbette İslâm ilkelerinin ışığında ve o ilkelere uygunlukları nispetinde hayat bulurlar. Makul ve mantıklı insandan, tebliğe engel olması beklenmez.
Ben, İlâh kelimesinin Türkçesi olan Tanrı kelimesi ile Allah’ı kastederim. Ancak özel isim olan Allah’ı, Türkçeye “Tanrı” olarak tercüme etmem. Çünkü özel isimler tercüme edilmez, olduğu gibi kalırlar. O sebeple Allâhu Ekber, “Allah Büyüktür” anlamındadır.
Keza Tanrı anlamına gelen İngilizce God kelimesi ile de Allah’ı kastederim. Ancak Allah’ı İngilizceye “God” diye tercüme etmem. O sebeple Allâhu Ekber, “Allah is the Greatest” anlamındadır.
Ezanın her vakit, o vaktin durumuna uygun, bir başka makamda okunması kuralı vardır. Cuma ve bayram namazı gibi özel günlerde, günün anlamına binaen daha bir farklı okunması güzeldir. Fakat her vakit aynı makamda, çok yüksek sesle bağırırcasına, daha önce kaydedilmiş aynı kasetten ve aynı sesten, uzun hava yapısında okunması doğru değildir. Ezan, tane tane, fazla uzatmadan, boğmadan, orta bir sesle, yumuşak, hoş, anlaşılır bir duyuru ve davet olmalıdır.

EZAN :/
Allâhu ekber, Allâhu ekber.
( Allah büyüktür, Allah büyüktür.)
Eşhedü en lâ ilâhe İllallâh.
( Şahidimki Allah’tan başka Tanrı yoktur.)
Eşhedü enne Muhammeden Resûlüllâh.
( Şahidimki Muhammed Allah’ın elçisidir.)
Hayya alessalâh.
( Haydi namaza.)
Hayya alelfelâh.
( Haydi kurtuluşa.)
Esselâtü hayrün minennevm.
( Namaz uykudan hayırlıdır.) (Sabah ezanında)
Allâhu ekber, Allâhu ekber.
( Allah büyüktür, Allah büyüktür.)
Lâ ilâhe İllallâh.
( Allah’tan başka Tanrı yoktur.)

Vazgeçebilir miyiz? SALÂ :
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ Resûlallâh.
( Salat ve selam sana, ey Allah’ın elçisi.)
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ Habîballâh.
( Salat ve selam sana, ey Allah'ın sevgilisi.)
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ Nebiyyallâh.
( Salat ve selam sana, ey Allah'ın Nebisi.)
Essalâtü vesselâmü aleyke yâ seyyidel evvelîne vel âhirîn.
( Salat ve selam sana, ey efendilerin ilki ve sonuncusu.)
Sallû ve sellimü alâ eşrafi nûri cemiil enbiyâi vel mürselîn
vel hamdülillâhi rabbil âlemin.
( Salat ve selamımız, şerefli, nurlu, cümle nebilere ve gönderilmişlere;
hamdımız, şükrümüz âlemlerin Rab’bi olan Allah'adır.)

Halil İbrahim YAMAN
Çiçeklerin Tanrısı, Bizim Tanrımız. S.166-168 / 209-210
http://hayaman6.blogspot.com





Tüm yazarlar için tıklayın

YAZARLAR

Tamamı