Üç aylar ile mübarek günlere ulaştık, kandilleri teker teker geçtik, Ramazana ulaşıp, içindeki ibadetlerimizi işaret ederek bu günlerde nasıl ibadet edeceğimizi önceki yazılarımızda konu başlığı yaptık. Bu yılın Ramazan ayına çok sıcak günlerde, Temmuz ve Ağustos aylarında girdik. Bu günlerde geçirdiğimiz sayılı günleri gerçekten Allah’ın emirleri doğrultusunda geçirebildik mi acaba? Günlerin sıcak olması da bizim için sınav olabilir mi? Sınavsa nasıl geçirdik? Kendimizi şu anda bir sorguya çekmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ramazan boyunca çok değişik yerler, çok değişik insanlarla karşılaştık. Bazılarının bu ibadetlerden (Oruç, namaz, teravih vs. gibi,) uzak kalarak, hiçbir ibadetle meşgul olmadıklarına şahit olduk. Hatta ana kuzularına vatan bekçilerine hainlerin, kana susamışların her akşam şehit haberine şahit olduk. Bunun dışında gücü yettiği takdirde orucunu hiç bırakmayan, namazlarını (Teravihini) hiç geçirmeyen, mukabelelere devam eden, hatta birçok gece sahura kadar hiç uyumayıp sabahlara kadar dua edenleri bilmekteyiz. Gözleri görmediği halde Altı nokta alfabesinden Kur’an-ı öğrenip okuyanları haber programlarında seyredip dinledik. Bu ifadelere göre Allahın indinde hangisinin kârlı olup olmadığını siz okuyucularımızın takdirine bırakıyorum. Çünkü Rabbimiz “Sayılı günler” (Bakara-184) buyurarak, söz etmiş. Bizlerde sayarak elveda dedik. Rabbimiz bu ayımızı ihya edenlerden eylesin. Rabbimiz yeryüzünü yaratmış, yeryüzünde her şeyin karşılığı olduğunu da beyan etmiş, acı-tatlı, soğuk-sıcak, iniş-yokuş, iyilik-kötülük, güzel-çirkin, vs. sayabiliriz. Mevla bülbül’ü yaratmış, gülü de yaratmış, karga’yı yaratmış dikeni de yaratmış, bülbül ve gül azdır, bülbül ve gül yetiştirmekle olur, karga ve diken çoktur, yabani yetişir. Yani, iyilik yapanlar az, eğitimle pişerler. Kötülük yapanlar elbette ki çoktur. Cahillikten yaparlar. Kur’an-ı Kerimde Allah “Eğer Allah dileseydi elbette onları hidayet üzere toplardı. O halde sakın cahillerden olma.” (Enam-35) “Çünkü Allah iyilik yapanların sevabını yok etmez.” (Tevbe suresi 120) buyuruyor. Yapılan her iyiliğe ve emre itaat edenler Allah mükâfat verecektir. Kur’an-ı Kerimde Allah "Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse onun mükâfatını görecektir." Zilzal(7) "Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse onun cezasını görecektir.” Zilzal(8) buyuruyor. Gazetelerde yapılan yazılara göre %84 oranında Müslüman Ramazanı değerlendirdi. %16’sı değerlendiremedi. Değerlendirenler bayrama kavuşma sevincini yaşamaktadırlar. Ramazanı şerifi Allahın emirleri doğrultusunda uğurladıksa ne mutlu bizlere, bayrama sevinçli girenler Ramazanın hazzını yaşamış ve bayramı hak etmişlerdir.
BİRDE BAYRAMA HÜZÜNLÜ GİRECEKLERİ DÜŞÜNMEMİZ GEREKİYOR; ONLARIN ÜZÜNTÜLERİNE ORTAK OLMADAN GEÇEMEYECEĞİM;
Bayramda yakınlarının beklentisi içinde olanlar elbette ki vardır. Sıcak günlerin bedenimizi yaktığı gibi, sıcak gündemler ve haberler yüreklerimizi yakmıştır. Ülke olarak Asker ve Polis kaybımız çok olmuştur. Şehitlerimiz bizleri ağlatmıştır. Anaları ve babaları evlatsız, eşleri dul, evlatları yetim bırakmıştır. Yüreği yanan analar bekledikleri evlatlarını göremeyecekler. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Onlarda şehitlerin kabirlerinde kabir taşları ile bayram yapacaklar. Allah onlara da ecir nasip eylesin. Ramazandaki ibadetlerinin sevabını kat kat versin. Şehitlerimizin ruhu şad olsun. Bu acıyı veren zalimlere ömür boyu bayram tadından nasip etmesin. Bayramı buruk geçecek babaların, şehit analarımızın, kardeşlerimizin BAYRAMLARI MÜBAREK OLSUN. Ayrıca 17 Ağustos deprem şehitlerimizi de rahmetle anıyoruz. Ruhları şad olsun.
Bir şehidimizin annesine yazdığı şiiri naklediyorum. Bu Bayram Yokum Annem. Elini Öpmeye Gelemem Belki' Ama Sen Gel Mezarıma. . Şehidini Sensiz Bırakma Oralarda. Ben Gelemesem de Sen Gel ANNE SEN GEL…
17.08.2012 Durmuş ÖZTEKİN Emekli İmam-Yenimahalle-Ankara
